HUZUR DERSLERİ-III
Huzur derslerinde bazen padişaha ilminin derecesini göstermek isteyen muhatapların münazaralarda sınırları zorladığı, kuralların dışına çıktığı ve kendini ön plana çıkartmak için edep dışına çıktığı da olmuştur.
Bunlardan birisi 1176 Ramazanında (Mart-Nisan 1763) muhataplardan Tatar Hoca diye anılan Tatar Ali Efendi, mukarrir Abdülmü’min Efendi ile ilmî tartışma sınırlarını aşarak mukarrire terbiye dışı ağır sözler sarfedince Bozcaada’ya sürgün edilmiştir (Şem’dânîzâde, s. 56).
Yine, 1215 Ramazanındaki (Ocak-Şubat 1801) bir huzur dersi, mukarrir ve muhataplar arasındaki münazarada kendilerini ispatlamak isteyen muhatapların mukarrire lüzumsuz itirazları ile ilmî zeminden çıkarak terbiye dışı sözlerin sarfedilmesine sahne olmuş, bu durumdan müteessir olan III. Selim dersi yarıda kestirmiştir. Bu münazara, Kudsî Efendi’nin bir ayeti tefsirinden sonra muhataplardan Kastamonulu Ömer Efendi’nin itirazı ile başlamış, ardından Dağıstanlı Abdurrahman ve Ahıskalı Ali efendilerin itirazlarıyla büyümüştür (Cevdet, VII, s.101-102).
Huzur dersleri, her Ramazan ayının ilk sekiz veya on gününde, öğle ile ikindi arasında icra edilir ve normal şartlarda iki saatte biterdi.
Huzur dersleri, Topkapı Sarayı’nın içinde Sofa-yı Hümâyun, Merdivenbaşı Kasrı, Sünnet Odası, Sarık Odası, Has Oda, Çinili Köşk, Çadır Köşk yahud sarayın dışındaki Sepetçiler Kasrı, Yalı Kasrı, Kasr-ı Cedit, Şevkiye Köşkü, İncili Köşk, Rami Kışla Camii, Beşiktaş Sarayı, Çırağan Sarayı Dolmabahçe Sarayı gibi değişik mekânlarda icra edilmiştir.
Huzur dersleri, tam bir ilmi serbestiyet içinde gerçekleşirdi. Mukarrirlerin ayeti tefsirinden sonra muhatapların soru ve itirazlarına mukarririn ilmi cevap vermesiyle tam bir ciddiyet içinde yapılan bu toplantılarda hangi ayetin tefsir edileceği padişah tarafından belirlenirdi.
Erken dönem İslâm âlimlerinden Kadı Beyzâvî’nin “Envârü’t-tenzîl ve esrârü’t-teʾvîl” adlı tefsirinden yapılan Huzur derslerinde ilk tefsir edilen ayet Nisa Suresi 135’inci ayettir. 1189 Ramazanında (Kasım 1775) İsra Suresi’nin tefsiri başlamış ve 1192 Ramazanına (Ekim 1778) kadar sürmüştür. 1193 Ramazanında (1779) başlayan Fetih Suresi tefsiri 1198 Ramazanı (1784)’nda tamamlanabilmiştir. 1201 Ramazanında (Temmuz 1787) Bakara Suresi’nin tefsirine başlanmış, 1205 Ramazanına (Mayıs 1791) kadar beş yıl boyunca ancak ilk otuz ayetinin tefsiri müzakere edilebilmiştir.
Huzur-u Hümâyûn Derslerine gerek mukarrir olarak katılan, gerekse Şeyhülislam olarak organize eden Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi, tefsir edilen ayetler hakkında şöyle demektedir:
“Bu derslere Beyzâvî tefsirinin esas ittihaz edilegelmekte olduğu ve yakın zamanlara kadar, derslerin pek amik tetkikat ve münazarat ile ve binaenaleyh pek ağır bir meşiyyet ve hareketle devam etmiş olduğu tarihlerden anlaşılıyor. Cevdet Tarihi’nde 1217 senesinde okunan bir huzur dersi mukarriri ile muhatapları ile ebhası cariyesile şayanı kayıt görülmüştür ki o dersin mevzuu: (Em küntüm şuhedae iz hazara Yakub el-mevtü) ayeti celilesi olduğuna nazaran 36 senede Kur’an-ı Kerim’den birinci cüzün ancak nihayetlerine doğru gelinebilmiş demektir. Fakat son zamanlarda tedrisata büyük mikyasta bir sür’at verilmiştir. 18 sene mukaddem irtihal eden hoca Nasuh Efendi merhumun (Lâkad keferellezine kalu innellahe salisü selaseten) ayeti kerimesinin tefsir olunduğu bir derste muhatap olarak bulunduğu mervidir, ki buna nazaran mebadii Kur’an-ı Kerim’den bir cüzü okunabildiği müddete hemen muadil son bir zaman zarfında 5 cüzü okunmuş olduğu anlaşılır” (Beyanülhak, s. 3).
ÖNEMLİ KATILIMCILAR
Huzur derslerine katılanlar arasında günümüzde maruf olan âlimler de mevcuttu. Osmanlının son şeyhülislâmı Tokatlı Mustafa Sabri Efendi hem şeyhülislam olarak Huzur derslerini organize etmiş hem de mukarrir sıfatıyla katılmıştır.
Hanefi fıkhının meşhur eserlerinden “Mülteka’l-ebhur”un müellifi İbrahim Halebi, “Hak Dini Kur’an Dili” tefsirinin müellifi Elmalılı Muhammed Hamdi Efendi, meşhur mutasavvıf Ahıskalı Ali Haydar Efendi, fakih İskilipli Muhammed Atıf Efendi, Karahisarlı Kamil Efendi (Kamil Miras), Gelenbevi İsmail Efendi, Ermenekli Mustafa Safvet Efendi gibi maruf zevâtın Huzur derslerine muhatap olarak katıldığı dikkate alındığında önemli bir ilim meclisi olduğu görülecektir.
Her Ramazan ayının ilk günü başlayıp, toplam sekiz ders devam eden kısa adı “Huzur-u Hümâyûn Dersleri” olan bu müfid ilim meclisi, 1759 yılında başlamış ve 1924 yılına kadar tam 165 yıl devam etmiştir.
Sultan Vahdeddin ve Halife Abdülmecid zamanında Dolmabahçe Sarayı’nda devam eden derslerin sonuncusu 1341 Ramazan ayında (Mayıs 1923)’te yapılmıştır. 26 Receb 1342 (4 Mart 1924) tarihinde halifeliğin kaldırılmasıyla birlikte Huzur dersleri de son bulmuştur.
Yorum yazarak Gurbetteki Erzurum Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gurbetteki Erzurum hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gurbetteki Erzurum editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gurbetteki Erzurum değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Gurbetteki Erzurum Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gurbetteki Erzurum hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gurbetteki Erzurum editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gurbetteki Erzurum değil haberi geçen ajanstır.