Yeter çok uyudun, uyan müslüman!..

Yaşananlarla söylenenler arasında ne kadar bariz fark olduğunu hemen herkes görüyor, biliyor, anlıyor. Yalnız bilmezlikten, görmezlikten, duymazlıktan gelenler istisna. İktidar madalyonun sadece bir tarafına bakarak, yani bardağın hep dolu tarafını konuşuyor, ama boş tarafını özellikle ve titizlikle kamuoyundan saklıyor.

Bu iktidar ki, bir zamanlar SGK üzerinden ana muhalefete yüklenir de yüklenirdi... Doğruydu ya da yanlıştı, orasını bilemiyoruz ama prim toplamıyor da değildi. Son yıllarda SGK’nın içine düştüğü durumu gözler önüne sermek gerekirse, bu kurumun bugünkü hali ne yazık ki geçmişi aratır duruma geldi. Mesela; Pandemi döneminde sıklıkla kullanılan ağız spreyleri ve bebeklerin diş çıkarırken ağrıları için kullanılan diş jelleri dahil 52 kalem ilaç, SGK’nın ödeme listesinden çıkartıldı. Diğer bir taraftan engellilerin kullanmak zorunda olduğu ortez, protez, işitme cihazı, gözlük gibi aletlere SGK’nın vermiş olduğu katkı payı geçmişe göre hiç denecek kadar az.

1 Ekim 2008 tarihinde çıkarılan 5510 sayılı kanun ile engelli bireylerin çalışma düzenleri adeta bozulmuştur. Bu tarihten önce çalışanın kamuya atanmadan önceki çalışmışlıkları, kadro ve derecesine yansırken, bu tarihten sonra belli sınıflarda olanlar hariç diğerleri yansıtılmamaya başlandı. Yine bu tarihten önce tüm engelli çalışanlar 15 yıl sigortalılık ve 3600 prim gün şartıyla emekli olabiliyorken, artık % 40 - 49 arası engel oranlarında sigortalılık süresi 18 yıl ve prim gün sayısı da 4680 güne kadar çıkartılmıştır. Yine bu tarihten önce sürekli engelli raporu olan engelliden emekli olurken heyet raporu istenmezken, artık çalışan engelli mevcut raporu sürekli de olsa emekli olurken tekrar heyet raporu isteniyor. Yine bu tarihten önce engelli çalışana derece ve kademesi ne olursa olsun emekli olurken sahip olduğu kadronun birinci derecede memur statüsünde emekli maaş ve ikramiyesi bağlanırken, artık en düşük emekli maaşı asgari ücretten az olamaz ibaresi kaldırıldı ve çoğu engelliye asgari ücretin çok altında emekli maaşı tahsis edilmektedir. Bütün bunlar yetmemiş gibi, emekli engellilerin bir çoğundan yeniden rapor istenerek emekliliğinin iptali cihetine de gidiliyor. Bu durumdan mağdur olan engelliler mahkemelerde hak aramak zorunda kalıyorlar.

Her fırsatta engellilere daha çok hizmet ettiğini ve şu kadar engelliye iş sağladık diyerek bas bas bağıranlar ve hatta engelli hakları sözleşmesini bir yerlere hoş görünme adına hemen imzalayan ve arkasından da unutanlar, özellikle son yıllarda engelli haklarını ne kadar gaspettikleri işte ayan beyan ortada. SGK’nın mağdur ettiği sadece engelliler değil tabiki. Özellikle de işçi kesiminin ve de asgari ücretlilerin emekli maaşı hesaplamalarında ne kadar hak kaybına uğradıklarını da söylemeden geçemeyecğiz.

Vatandaşından devamlı kısmak zorunda kalan SGK mütemadiyen söğüşleniyor. Biz, doktorların gereksiz ve fazla ilaç yazarak SGK’yı zarara uğrattığını bilirdik. Daha beterini ancak medya vasıtasıyla öğreniyoruz. Bir bakan yakınının bu kurumu milyarlarla ifade edilen zarara uğratması bugünlerde gündem oluşturmaktadır.

Denebilir ki, sadece burada mı söğüşleme veya zarara uğratma var. Daha birçok bakanlıkta yaşanan benzer durumları kamuoyu yakından takip ediyor. Ama bu gerçekler belli medya tarafından ters yüz edilerek kamuoyu aldatılıyor.

Her konuyu 2023’e endeksleyen iktidar, merak ediyoruz, acaba 2023’ten sonraki sermayesi ne olacak?

Bugünkü yazımızı içimizden gelen mısralarla tamamlıyoruz.
Duyduğun her söze inandın, kandın,
Yalan söylediler gerçekmiş sandın,
Yirmi yıldır yattın, gaflete daldın,
Yeter çok uyudun, uyan Müslüman.