İSTİAZE
‘İstiaze’, kötülükten korunmak için birisinin yardımına, korumasına sığınmak demektir. Sığınan kimseye ‘âiz’ denir. Türkçemizde genelde ‘Euzu’ olarak kullanılır.
Kur’an-ı Kerim, müminlere şeytandan bir dürtü, kışkırtma, kötü şeylere yönlendirme düşüncesi gelince Allah (c.c.)’a sığınmayı emreder: “Ne zaman şeytandan bir kötü düşünce seni dürtüklerse, Allah’a sığın; çünkü O işitendir, bilendir!” [1]
“Kötülüğü en güzel şeyle sav. Biz onların (seni nasıl) tanımlayacaklarını biliyoruz. Ve de ki: ‘Rabbim, şeytanların dürtüklemelerinden sana sığınırım ve onların yanıma gelmelerinden sana sığınırım Rabbim!” [2]
“Kur’an okumak istediğin zaman kovulmuş şeytandan Allah’a sığın! Çünkü inananlara ve Rabbine dayananlara (karşı) o şeytanın bir egemenliği yoktur!” [3]
Bu ayetlerde, şeytanın bütün yönlendirmelerine karşı ve Kur’an okurken Peygamber (s.a.s.)’in ve müminlerin Allah (c.c.)’a sığınmaları emredilmektedir.
Bunun için müminler Kur’an okumaya başlarken “Euzu billahi mine’ş-şeytani’r-racim” yani, “Kovulmuş olan şeytandan Allah’a sığınırım” cümlesini her zaman okumaktadırlar. Hz Peygamber (s.a.s.)’den gelen en kuvvetli rivayete göre istiaze sözü de budur. Namaza başlarken Hanefi ve Şafi mezheplerine göre yalnız ilk rekâtlarda istiaze yapmak gerekli görülmüştür.
Felak ve Nas sûrelerinin başında da Hz Peygamber (s.a.s.)’e “De ki: ‘Yaratıkların kötülüklerinden Feleklerin Rabbine sığınırım’...” [4] buyurarak tüm kötülük yapabilecek varlıklardan Allah (c.c.)’a sığınması emredilmektedir.
İstiaze’nin bir de “maazallah” (Allah’a sığınırız) şeklinde kullanılan kısa türevi vardır. “Eşyamızı yanında bulduğumuz kimseden başkasını almaktan Allah’a sığınırız, aksi halde biz zulmedenlerden oluruz..” [5]
Peygamber (s.a.s.) birçok duasında: “Ya Rabbi! Borç baskısından ve insanların kahrından sana sığınırım!” buyurmakta idi.
Bunun için Müslümanlar her türlü kötülülerden, şeytanın şerrinden korunmak ve Kur’an okumaya başlarken İstiaze yaparlar. Bu müminlerin güzel ahlâk esaslarındandır.
______________________________________
[1] A’raf sûresi, 39/200.
[2] Müminun sûresi, 74/96-98.
[3] Nahl sûresi, 70/98, 99.
[4] Felak sûresi, 113/1-2.
[5] Yusuf sûresi, 12/79.
Yorum yazarak Gurbetteki Erzurum Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gurbetteki Erzurum hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gurbetteki Erzurum editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gurbetteki Erzurum değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Gurbetteki Erzurum Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gurbetteki Erzurum hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gurbetteki Erzurum editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gurbetteki Erzurum değil haberi geçen ajanstır.