MANEVİ BÜYÜKLERİMİZİ ARIYORUZ

Asrın müceddidi, manevi komutan, merhum Necmettin Erbakan Hoca’mızın kadim dostu Mahmut Ustaosmanoğlu Hocaefendi’ye Cenab-ı Hak’tan acil şifalar diliyoruz. Sohbetini dinleyip elini öpme şerefine eriştiğimiz bu zat-ı muhteremin manevi dünyamıza çok şey kattığını ve karanlık yolumuza ışık olduğunu yakın çevreleri çok iyi bilir. Ahlâk ve maneviyat kavramlarının dejenere edildiği ve adeta rafa kaldırıldığı bu dönemde Mahmut Efendi Hazretleri ve gibilerini ne yazık ki mumla arar hale gelmekle karşı karşıyayız. Ülkemizin düştüğü bu ahlâki ve ekonomik bunalımdan kurtulmak için sadece bu zatın ve cemaatinin oylarını istemek ve almak değil, nasihatlerine ve tavsiyelerine de kulak vermek gerekir.

Ahlâki çöküntünün emarelerini ne yazık ki bugünlerde daha sıkça duyar hale geldik. Bir okulda dansöz oynatılması, İstanbul Bebek sahilinde yaşanan gayr-i ahlâki durumlar vs. sosyal medyaya konu olan nice bu tür olaylar... Bunun karşısında iktidarın herhangi bir tedbiri, önlemi, çabası ve gayretinin olmaması toplumun geleceğini daha da karanlık bir yöne götürülmesi kaygısını yaşamamak mümkün değil.
Toplum enflasyon canavarı kıskacında cebelleşirken ve de ekonomik, maddi sıkıntılar denizinde boğulurken belki de farkına varmadan ahlâki çöküntüyle karşı karşıya kalmaktadır.

Her vesileyle toplumu aşağılayan, azarlayan iktidar, nedense bu konulara hiç yorum yapmamaktadır. Aksine iktidar liderini dinlerken her şeyi o kadar güzel gösteriyor ki, sanki İsveç’in, Norveç’in devlet başkanı konuşuyormuş gibi algılanıyor. Konuşmalarında, açılışlarında, “Ya Allah, bismillah” demeyi hiç unutmuyor. Ayet-i celileye, hadis-i şerife gönderme yaparak inançlı ve maneviyatçı seçmeni bu bağla bağlayarak çözülmemesi için de her fırsatta bir düğüm daha atma gayreti içerisinde oluyor. Evet, söylemler böyle iken, Siyonist devlet iş birliğini, dostluğunu el altından maalesef yürütüyor. Merhum Erbakan hocamızın dediği gibi; “Siyonizm sizi kendisine öyle hizmet ettirir ki, ben mi, bana mı dersiniz de farkında olmadan hizmet edersiniz.” Tam da bu iktidarın yaptığı gibi... Ruhun şad olsun hocam. Bu millet seni anlayabilseydi bugünkü karanlık bu tabloyu yaşıyor olmazdık.

“Ağır sanayi, savunma sanayi, yerli üretim, milli kalkınma, denk bütçe, adil paylaşım” söylemlerine hasret kaldık. Değil bunların söylemi bugünkü iktidarın hayal dahi etmesi Kaf dağının arkasında...
Yine manevi büyüklerimizden geçmişte yaşamış Alvarlı Efe Hazretlerinin gazellerinin birinin ilk dörtlüğünde:

“Erzurum kilidi mülk-i İslam’ın
Mevla’ya emanet olsun Erzurum
Erzurum derbendi ehl-i imanın
Mevla’ya emanet olsun Erzurum” diye buyurmuş.

Sadece Erzurum değil, o zamanlarda tüm Anadolu’nun, kilidiydi mülk-i İslam. Şimdilerde bunu söyleme imkânımız ne yazık ki yok. Özellikle de son yirmi yıldır büyük tahribata uğradı. Toplumu uyaracak, ikaz edecek büyüklerimiz de ne yazık ki kalmadı artık. Bundan ötürü Mahmut Efendi Hazretlerinin sağlığı için çokça dua etmemiz lazım. Maddi sıkıntıların ne kadar büyük olduğunun fevrindeyiz. Lakin bunlar düzelebilir, zamanla yerine gelir. Ama bundan daha büyük kaygımız, bu manevi tahribatın, çöküntünün bir daha düzelmeme endişesidir. Allah maddi ve manevi sıkıntılarımıza çare ihsan etsin, âmin, vesselam...